Zarok'un hikayesi oldukça karmaşık ve duygusal bir zemine oturuyor. Şükrü Özyıldız'ın canlandırdığı Zarok karakteri, yıllar önce Edirne'de işlediği bir suçun izlerini üzerinde taşırken, içindeki vicdan azabıyla boğuşan bir adam olarak karşımıza çıkıyor. Kaçırdığı bebek Zeliş, aradan geçen yılların ardından Ayça Ayşin Turan'ın enerjik performansıyla hayat buluyor. Zarok, bu kez Zeliş'i gerçek ailesine kavuşturmak için ikinci bir kaçırma planı yapıyor fakat bu süreçte beklenmedik olaylarla karşılaşıyor. Özcan Deniz, filminde masalsı ögeleri ustalıkla işliyor ve izleyiciyi adeta bir peri masalının içine çekiyor. Film boyunca Zarok ve Zeliş'in yaşadığı aşk dolu maceralar, hikayeye hem romantik hem de heyecan dolu bir atmosfer katıyor. Özellikle yolculuk sırasında karşılaştıkları engeller ve bu engelleri aşarken geliştirdikleri bağ, izleyiciyi derinden etkiliyor. Özcan Deniz'in yönetmenliğinde, film her sahnesinde izleyiciyi hem düşündürüyor hem de duygusal anlar yaşatıyor. Karakterlerin içsel çatışmaları ve büyüleyici sahneler, filmi izleyen herkesi ekran başına kilitliyor. Masal ögeleriyle zenginleşen bu hikaye, hem kalbinize dokunacak hem de zihninizde uzun süre kalacak.
Film hakkındaki düşüncelerinizi paylaşın