Roketin büyük bir hızla ve gürültüyle Jack Carver'in teknesine çarpması, adeta bir felaketin habercisi gibidir. Jack, tekne patlamadan önce kendini suya atmayı başarır. Bu yolculuk, genç ve cesur gazeteci Valerie Constantine'in onu bu seyahat için tuttuğunda hayal ettiği bir macera değildir. Jack'in görevi, Valerie'yi bir muhbirle buluşması için ücra bir adaya götürmekti. Ancak işler hiç de planlandığı gibi gitmez. Adanın pek de dostane olmayan koruyucuları, sırlarının ifşa edilmesine karşı son derece tetiktedirler. Jack ve Valerie, ormanın derinliklerine doğru kaçarlarken, peşlerine düşen acımasız askerlerden kurtulmaya çalışırlar. İkili, adanın diğer tarafındaki limana ulaşmaya çalışırken, tehlikeli bir kovalamacanın içine sürüklenirler. Ancak bu yolculuk, sadece bir kaçıştan ibaret değildir; aynı zamanda Dr. Krieger'ın adanın derinliklerinde yürüttüğü sıradışı ve ölümcül deneylerin karanlık yüzünü de gün yüzüne çıkarır. Film, gerilim dolu sahneleri ve nefes kesen kovalamacaları ile izleyiciyi adeta koltuğa yapıştırıyor. Hikaye, ilerledikçe adanın gizemli sırları ve Dr. Krieger’ın korkutucu projeleri de birer birer ortaya çıkıyor. Bu macera dolu filmde, Jack ve Valerie'nin hayatta kalma mücadelesi, izleyenlere unutulmaz bir deneyim sunuyor. Bir yandan adanın vahşi doğasıyla başa çıkmaları, diğer yandan insanın sınırlarını zorlayan deneylerle yüzleşmeleri gerekiyor. Sinemaseverler için gerilim ve aksiyon dolu bir film deneyimi vaat eden bu yapım, izleyenleri hem düşündürüyor hem de etkiliyor.
Film hakkındaki düşüncelerinizi paylaşın